kayıt

berkin elvan

  1. 1
    gezi direnişi sırasında 'ekmek almaya giderken' başından bir gaz kapsülü ile vurulup yoğun bakıma giren, 269 günlük yaşam mücadelesinden sonra bugün, 11 mart 2014 sabahı hayatını kaybeden 'çocuk'.
    polis berkin için hastane önünde bekleyen insanlara müdahale etmişti dün sabah, susturmak için bu kadarının yeteceğini düşündüler belli ki.

     
  2. 2
    kapıları çalan benim
    kapıları birer birer
    gözünüze görünemem
    göze görünmez ölüler
    ...
    çocuklar öldürülmesin
    şeker de yiyebilsinler.

    katil devlet ve onun paralı askerleri bir yiğit canı daha aldı aramızdan. 14 yaşındaydı berkin elvan. ekmek almaya diye çıkmıştı evden. "sen dur anne, ayağın sakat. bir şey olursa kaçamazsın." demişti. oysa faşizmin hain tuzağından kaçamamıştı kendisi de. halka silah doğrultmakta hiçbir tereddüt göstermeyen hırsızların resmi korumaları polisler tarafından atılan biber gazı kapsülünün başına gelmesiyle 16 haziran 2013 günü ağır yaralandı ve 269 gün komada kaldı. zaman zaman ağır nöbetler geçirdi, kalbi durdu, tıbbi müdahalelerle hayata tutundu. umudun çocuğu oldu berkin elvan. hep; tekrar hayata döneceği, sokakta koşturacağı, uçurtma uçuracağı umuduyla bekledik. daha çocuktu çünkü. yarım kalmış bir çocukluğu ve hiç yaşamadığı gençliği...koca bir ömür vardı önünde. ölemezdi berkin. o vakit bize yazıklar olsundu. kardeşimize sahip çıkamadıysak yazıklar olsundu bize.
    vurulup düştüğünde 14 yaşında, 45 kiloydu berkinimiz. bugün, 11 mart 2014 sabahı saat 7'de, 15 yaşında ve 16 kilo veda etti bu topraklara, sevenlerine, ailesine. "Halkımıza : Saat 07.00 Berkin Elvan'ı evladımızı kaybettik. Başımız sağolsun." diye verdi haberi ailesi. 269 gündür her gün, her sabah, her akşam acı çeken ailesi bugün bin acı çekti. umudun adı, kara kaşlı esmer çocuğa, kardeşimiz berkine veda etmek gelmiyor içimden.

    Mustafa Sarısülük: Oysa kalkacaktin. Ethem Berkin diyecektik sana. Ethem olacaktin. Ne yazsak şimdi? Nasil söylesek?...
    #80653 dreamer | 10 yıl önce
     
  3. 3
    çocuk.
    bu sabah gözlerimi açtığımda, güzel gözlerini bir daha açamayacağını öğrendiğim çocuk.

    o kadar çok ki söylemek istediklerim, o kadar çok yarım kalıyor ki her şey... ben ki neredeyse sinirleri alınmış denebilecek kadar sakin bir insan; nefret ediyorum, öfkem içime sığmıyor, üzülüyorum.

    her sabah günaydın dediğim anneme "berkin öldü" dedim bu sabah, belki yalanlar diye düşündüm. "öyle" dedi sadece. gün aymadı, aydınlanmadı. hiçbir şey paylaşmadım, yazmadım, hiçbir şey söylemedim hakkında, sandım ki ben yazmayınca geri gelir. sanki hiçbir şey yokmuşcasına hazırlandım derse gitmek üzere, sevgilime mesaj attım giderken, "berkin öldü" dedim.

    ve biz bugün büyük bir acı duyuyor, üzülüyor, sinirleniyoruz fakat hiçbirimiz berkin için bu duyguları ölene kadar bu kadar kuvvetli hissedecek de değiliz ve hatta unuttuğumuz anlar olacak. annesi acı duyacak, hayır gerçekten acı duyacak, canı yanacak her gün evladının yokluğunda, üzülecek, sinirlenecek, kızacak ölene dek, hep ilk günkü gibi taze kalacak onun evlat acısı, tüm hisleri, her saniye hatırlayacak evladının yokluğunu... bundan sonra gün gece ona, hepsine, gün hiç aydınlanamayacak yüreklerinde berkin'siz...

    yok, burayı günlüğe çevirmek değil amacım ya da ekşi'de bazılarının söyleyebildiği gibi ölü sevicilik değil (nasıl bir ruh halidir, nasıl sevgisiz, ruhsuz, duygusuz yetiştirilmişlerdir hala çözememekteyim ya o ayrı). ne kadar tanıyordun da şimdi kalkmış hakkında yazıyorsunluk değil bu yazı. "ama elinde sapanlı fotoğrafı var, ekmek almaya falan gitmemiş polis taşlamaya gitmiş belli ki" diyene hiç değil, algılayabileceğini hiç sanmıyorum zira. çocukken sapanla, bilyeyle, otla çöple, böceklerle oynamamış nesle aşina değilim * nasıl anlatabileceğimi bilmediğim, kelimelerleö yeryüzündeki en güzel kelimeleri seçsem dahi dökemeyeceğim bir veda yazısı galiba, ne olduğunu bilemiyorum bile.

    berkin ölmedi diyerek romantikleştirmeyeceğim zira kaybettik, gitti, katledildi, bir umut daha vardıysa yitti, bir çocuğun masumiyeti daha mahvedildi, 269 gün boyunca bir kadın, bir anne hergün her dakika oğlum gözlerini açacak, iyileşecek, her şey eski günlere dönecek diye baktı evladına, varsa beyin nakli yapın, alın benimkini evladıma verin dedi, bir anne, bir baba evladını yitirdi, kardeşsiz kaldı ablaları. devletin işlediği herbir cinayette olduğu gibi yine aklıma o sözler geldi:
    +ama öldü efendim!
    -ben bilmem.

    ve "sadece ekmek almaya çıkmıştı ama" demeyeceğim zira her ne için olursa olsun ölmemeliydi, zarar dahi görmemeliydi, canı yanmamalı, yaralanmamalıydı. zira böyle dersem sanki "evet o ekmek almaya çıkmıştı ama diğerleri eylemdeydi", "e o vakit diğerleri hak ediyordu" diyebilecek bazı varlıklar. değil elbet, öyle demek değil ama eylemde de olsa, slogan da atıyor olsa, bağırıyor da olsa, kendilerinin de haklarını korumak için orada bulunulduğunu anlayamayan, adeta bir deneyden fırlamış kobay fareleriymişcesine "ama emirdi, yaptık" diyen, karşısındakini aşağılık yaratıklarmış gibi gören, asıl amacı karşısındakinin özgürce hakkını savunmasına yardım etmek olan polis tarafından öldürülmemeliydi.

    umarsızca başsağlığı dileyememeliydi mesela bir vali ya da öleceğine yakın bir ihtiyacınız var mı diye soramamalıydı bir cumhurbaşkanı ellerine bu çocuğun kanı bulaşmışken, ölüm emrini kendileri vermişken ah pardon o başbakandı değil mi? hem ne bekliyordu ki acaba cevap olarak? "oğlumu geri getir" dense verebilecek miydi? "269 günü değiştir" dense yapabilecek miydi?

    bu sabah inanıyorum ki cennete açtı güzel gözlerini berkin, inanıyorum ki Ali İsmail, Ethem, Abdullah, Mehmet, Ahmet, Medeni abileri ona göz kulak oluyorlar şimdi, şu an delicesine kar yağıyor burada, belki orada da soğuktur sarıp örtmüştür abileri üşütmezler, en son bir yaz gününü görebilmişti zira üşür kış gününde...

    inanıyorum ki cennet var, olmalı, inanmak istiyorum öylesine. yoksa bunca can nereye gidecek.
    ve inanıyorum ki cehennem de var, olmalı, inanmak istiyorum öylesine. ve o cehennem burası değil, benim ülkem değil, olmamalı, inanmak istiyorum öylesine.

    bundan yıllar önce bazıları burs biriktirip gemicikler alırken, iş kurarken, memur maaşıyla okutulup odtü'nün güzel de bir bölümünden birincilikle * mezun olup, sırf demokrat, çağdaş diye burada işe alınamamayı hazmedemeyip uzaklara, yurtdışına gitmek zorunda kalan gencecik bir adamın ardından her gün ağlayan şimdi yüksek oranda görme kaybı olan dünya güzeli bir anne "benim çocuğum uzakta da olsa, arada bir yüzünü görebiliyorum, sesini duyabiliyorum, geliyor bazen, sarıp öpüp koklayabiliyorum." dedi her gün, ve ekledi her gün her haksızlığı görüşünde: "ama sizin evlatlarınız dönülmez yerlere gitsin, göremeyin, sevemeyin, öpüp koklayamayın."
    ilahi adalet var bence, olmalı. yoksa bu annenin feryadına, canının acısına ses vermese bile, evlatlarını yurtdışına değil, ebediyete uğurlayan nice annenin; Berkin, Ali İsmail, Ethem, Abdullah, Mehmet, Ahmet ve Medeni'nin annelerinin, şu son 10-12 yılda yitirdiğimiz şehitlerin annelerinin feryadına ses veren, kulak veren bir ilahi adalet var, olmalı, inanmak istiyorum öylesine.

    çocuk.
    bu sabah gözlerimi açtığımda, güzel gözlerini cennete açtığını öğrendiğim çocuk.
    #80668 bluefairy | 10 yıl önce
     
  4. 4
    http://media.cdn.t24.com.tr/media/editorials/prens.jpg
    #80678 respector | 10 yıl önce
     
  5. 5
    anarken ekmek almaya gidiyordu gibi 'savunmalar' yapmak zorunda olmadığımız 'çocuk'.
    devlet tarafında vurulmuştur.
    ali ismail korkmaz, ethem sarısülük, mehmet ayvalıtaş, abdullah cömert, medeni yıldırım, ahmet atakan gibi.
    eylem yapmak suç ise, herkesin üzerine helikopterlerden bomba atıp imha etsinler, tek tek uğraşmasınlar, zamanlarına yazık.
     
  6. 6
    14 yaşında bir candı ve polisin gaz kapsullerini usulsüz hayvanca kullanması sebebiyle öldü nokta.Hala çocuğu yargilayan iğrenç insanlar var.Dirimize değil ölümüze bile saygı yok artık burda.Ama yoo biz %99.99999 u müslüman bir ülkeyiz!Rabia selamı yapılır esmaya aglanir ama 15ini gorememis bu çocuğun anası mitingde yuhalatilir.ikiyuzlusunuz riyakarsiniz çirkinsiniz !