1
limon teorisi 1970lerde ilk olarak george a. akerlof tarafından ortaya atılmış bir iktisat teorisidir. hiç teknik detayına girmeden size günlük bir örnekle anlatmaya çalışıcam. Öncelikle tanımdan gidelim
"pazardaki malların (her türlü malın) değeri kesin değildir. bir malın değeri üretim maliyetine bağlı değil, alıcının bakış açısı, ihtiyacı ve geçmiş deneyimlerine bağlıdır. bu durumda malın stok değeri ve alıcısının mala olan ihtiyacı en belirleyici faktörlerdir.[*]
aynı paralelde malın kalitesi de fiyatı ve maliyeti ile ölçülemez. mal kalitesinin ölçüsü yoktur. bu alıcı ve satıcı arasındaki güven ve bilgi akışına bağlıdır."
bu teoreme limon denmesinin olayı şu, amerikada ikinci el arabalara limon diyorlar. bu araba satışlarında arabanın satıcısı arabasının özelliklerini biliyor fakat alıcı (bilinçsiz bir alıcı farzedin) bilemiyor. bu sebeple örneğin toyota corolla alacaksınız. araba pazarına geldiniz. fiyatlara şöyle bir baktınız, 1997 model toyota corolla 8-10 bin tl arasında. yine bir satıcı düşünün, bu adam arabasına temiz bakmış ve bunun karşılığında 12 bin tl satış fiyatı belirliyor. ama alıcılar iyi ikinci el araba ile kötüsü arasındaki farkı bilemedikleri için 12 bin tl lik olana bakmıyorlar. tanımda belirtilen (“malın değeri üretim maliyetine bağlı değil”) genel olarak 8-10 bin tl lik arabaları satın alıyorlar. ( yine tanımda belirtilen “alıcının bakış açısı, ihtiyacı ve geçmiş deneyimleri”). yani malınız iyi olsa dahi satamıyorsunuz.
aynı şekilde bunun tersi olarak, malınızın fiyatıyla maliyeti arasında bir bağ oladığını “tiger” marka ayakkabıdan gösterebiliriz. giriş fiyatını 180 tl den yapmıştı. bunun için kaliteli olmasına gerek yok, sadece inandırın yeter.
bunun bir de finansal enstrumanlar(tahvil, bono, hisse senedi) örnekleri var. bu örnekte de getirisi yüksek olan kağıtlar olduğunu farzedin. bir de çok derinliği (alım – satımı az olan kağıtlar) olmayan daha başarısız kağıtlar var (kağıt = hisse senedi). orta ve düşük getirili hisse senetlerinin fiyatları da düşüktür, bunu senedi çıkaranlar da bilirler. yüksek getirili ve derinliği olan hisselerin de fiyatı yüksektir. bilinçsiz bir hisse senedi alıcısı( ki bu oran özellikle ülkemizde bir hayli yüksektir.) aralarındaki getiri farkını bilemez ve parasının yettiği düşük ve orta getirili hisselere ağırlık verir. yüksek getirili güçlü hisselere talep azalır ve fiyat kırmaları için baskı oluşur. onlar da zorunlu olarak fiyat kırarlar. aynı şekilde getirisi düşük olanlara talep artacağı için suni bir şekilde fiyatları yükselir. bu dalgalanma çok sert biçimde düşüşle küçük yatırımcıların piyasadan silinmesiyle sona erer. bunun piyasada adı keriz silkeleme dir.
* http://www.ozgur-akman.com/goreceli-kalite-ve-limon-pazari-teorisi/
#46422 35bucuk |
13 yıl önce