kayıt

ankara'yı hiç bilmeyen birine ankara'yı anlatmak

  1. 1
    oldukça zor geçen bir süreç.

    genelde kafasında zilyon tane ön yargısı olan insanlar denk geldi bana hep. ankara'yı bilenlere ankara'yı zaten anlatmayız elbet, ama bilmeyenlere anlatmak da hiç öyle kolay bir şey değil.

    ilk önce, denizi olmadığını kabul edin, ve insanların deniz olmadan da yaşayabileceğini, hayatta kalabileceğini anlamasını sağlayın.

    sonra, ankara'nın yönetim şehri olmasından ötürü az biraz bürokratik ve resmi bir havasının olmasının normal olduğunu,

    ancak bunun sadece saat 17.30-19.00 arası iş çıkışında, trafikte gözünüze çarptığını,

    bu manzaranın da aşağı yukarı her ilde aynı olduğunu,

    mükemmele yakın bir gece hayatının varlığını,

    pek çok şehirden hem daha ucuz, hem de daha kaliteli mal ya da hizmetlerin bulunduğunu,

    yine şehirde türkiye ortalamasının oldukça üstünde bir eğitim seviyesinin hakim olduğunu,

    türkiye'nin en iyi üniversitelerine ev sahipliği yaptığını,

    yerel halkının öğrenci-çalışan ya da ankaralı-ankarasız ayrımı yapmak gibi kötü alışkanlıklarının olmadığını,

    siyasi açıdan i. melih gökçek faktörüne rağmen yıllardır ayakta kalmayı başarabildiğini,

    altyapı çalışmalarında oldukça iyi olduğunu,

    ulaşımınının oldukça ucuz sayılabilecek ve trafiğin de sadece birkaç bölgede sıkıştığını,

    şehir trafiğini rahatlatmak için bolca köprü inşaası yapıldığını,

    kedisinin, keçisinin, tavşanının ve bilimum sevimli hayvanların en güzeline sahip olduğunu,

    burada tanışabileceğiniz bir hatunla hayatınızın en güzel anılarını geçirebileceğinizi,

    sıkıcı ve "gri" görünümüne rağmen isteyenin oldukça güzel vakit geçirip eğlenebileceğini,

    müzik zevki açısından en zevk sahibi şehir olduğunu, inanmayanın bunu anlamak ya da test etmek için kızılay'da rastgele bir pub, bar ya da cafe'ye gidip 10 dakika kadar ortamı dinlemesinin yeteceğini,

    sokaklarının rock müzik koktuğunu,

    kadınlarının hem güzel hem de eğitimli, entelektüel olduğunu ve bir erkeği mutlu etmesini bildiğini,

    kültür ve sanata hem idarece hem de halk tarafından dolaylı ya da doğrudan en çok desteğin verildiği şehir olduğunu, tiyatro salonlarının en vasat oyunlarda bile full çektiğini,

    recep ivedik gibi bir film vizyonda olduğu vakit diğer şehirlerde bilet bulunamazken burada neredeyse tamamının boş olduğunu,

    halkının kitap okumayı, okutmayı çok sevdiğini,

    neredeyse hiç kahvehane bulundurmadığını,

    insanların birbirine karşı saygıyla, sevgiyle daha da önemlisi güvenle yaklaştığını ve bunu yaparken "hemşehri" kavramından ötürü değil öyle davranmayı istediğinden ötürü bu şekilde davrandığını,

    yeni gelenlere yabancı ya da dışlanmış gözüyle bakmadığını,

    insanlara, düşüncelerine ve inançlarına saygılı olduğunu, mahalle baskısına sahip olmadığını,

    bekara ya da öğrenciye ev vermeme gibi barbarca düşüncelere sahip insanlara ev sahipliği yapmadığını,

    yapmayacağını,

    kısaca,

    ankara'nın neden bu kadar çok sevildiğini,

    anlatın..

    anlatın ki, bilsinler..

    ya da,

    anlatmayın boşverin.

    anlatınca hiç heyecanı kalmıyor.

    belki bir gün buralara yolları düşer de,

    kendileri öğrenirler.

    böylesi daha güzel olurdu herhalde. (:
    #59757 stfu | 11 yıl önce
     
  2. tümünü gör