kayıt

ilker başbuğ

  1. 4
    48 sene subaylık yaptı. 48 sene parçası olduğu tsk'nın, 2008 yılında genelkurmay başkanı oldu.

    tsk üstün cesaret ve feragat madalyası, tsk üstün hizmet madalyası, pakistan imtiyaz nişanı, tsk şeref madalyası, gambiya özel şeref madalyası, abd liyakat madalyası, arnavutluk altın kartal madalyası ve kore cumhuriyeti tongil liyakat madalyası sahibi.

    " türkiye cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü uğruna, gözlerini kırpmadan canlarını veren aziz şehitlerimizin hatırasına." ithafıyla başlayan 'terör örgütlerinin sonu' adlı kitabın yazarı.

    genelkurmay başkanlığı döneminde, hükümete karşı darbe hazırlığı belgesi olduğu öne sürülen fotokopi bir belge, esrarengiz bir subay tarafından bir gazeteye servis edildi. fotokopi belgeyle açılan dava yıllarını doldurdu, olayla ilgisi olduğu düşünülen herkes tutuklandı, esrarengiz subay hala esrarengiz, kimsenin aklına önce onu bulmak gelmedi.

    10 senelerdir polis veya asker olan adamların, bu konuda yetiştirilmiş en seçkin birliklerden olan özel harekatçıların, sat komandolarının yerin iki karış altına cephane saklayacağı, bunların yerini gayet açık şekilde kağıda kroki olarak çizeceği ve bu krokiyi ceketlerinin ceplerinde taşıyacakları tuttu. bunda ne garabet vardı, savaş hakkında bunca özel eğitimi alan herkes elbette böyle yapardı. bu krokilerden hareketle gömülü cephanelik bulundu, tedavülden kalkmış bombalar, tek kullanımlık ve kullanılmış, dolayısıyla bir daha kullanılamayacak silahlar işte cephanelik diye televizyonda gösterildi. silahlar gazeteye sarılmıştı, bazı gazetelerin toprak lekesi bile olmadığı iddia edildi, kimsenin aklına 'acaba?' sorusu gelmedi.

    bu bağlamda, devre birincileri, seçkin komandolar, madalyalı askerler, paşalar kaçma ve delil karartma şüphesiyle tutuklandı. askeri lise öğrencileri, harp okulu öğrencileri, genç teğmenler bunların hepsini gördü. tabii ki hiç birinin aklına 'bu kadar hizmetten sonra, bir şüpheyle tutuklanmak bu kadar kolaysa, bizim sonumuz da böyle olabilir mi' sorusu gelmedi. hepsi bağlı oldukları kuruma aşkla hizmet etmeye devam etti. psikolojik bir tahribat asla olmadı.

    ama genelkurmay başkanı yine de nereden aklına estiyse bir açıklama yaptı; fotokopisi olan aslı olmayan belge için kağıt parçası, bir daha kullanılması mümkün olmayan silah için boru dedi.

    gazetelerde darbe planları, eylem planları, mücadele planları uçuşuyordu, asimetrik savaş dedi, masaya yumruğunu vurdu, lanetliyorum dedi, allah allah diye hücum eden bir ordu nasıl cami bombalar dedi.

    çok üst düzey bir devlet yöneticisi ile birlikte kuvvet komutanlarını da alarak terör bölgesine gitti. cepheleri gezelim dendi, güvenlik önlemi olarak herkes siperde çömeldi, devlet yöneticisinin başka çömelmiş pozu yok idi, garipsendi. muhalefet lideri gitti, o karakol gezdi çömelmedi, bazı gazeteciler 'hmm' dedi.kimilerinin aklına ' yav herkes çökmüş sadece o çökmemiş, orada çökmese de bir serseri kurşun gelse bizim yöneticiyi bulsa devletin hali nice olurdu ' sorusu geldiyse de, 'hmm' diyenlerin aklına bu düşünce yatmadı.

    darbe planından başka yöneticiler hakkında kara propaganda yapan internet siteleri var, bunlar da ordunun içinden yönetiliyor dendi. siteler hakkında soruşturma başlatıldı, bazı paşalar tutuklandı. bunların en üst rütbeli olanlarından bazıları, cephe gezisi sırasında çömelenlerdi.

    ilker başbuğ'un görev süresi doldu, emekli oldu.

    aradan zaman geçti, ilker başbuğun görevi devrettiği orgeneral kuvvet komutanlarıyla beraber istifa etti. o da kuvvet komutanı olarak gittiği cephede çömelenlerdendi. jandarma genel komutanı, 'ben içişleri bakanlığına bağlıyım' diye bir açıklaması da var idi, istifa etmedi, istifa eden genelkurmay başkanının yerine atandı. türk silahlı kuvvetlerinde ilk defa bir komutan kara kuvvetleri komutanlığı yapmadan genelkurmay başkanı oldu.

    bu esnada internet siteleri hakkında suçlananların bir bölümü, biz bu işi emir ile yaptık, komutanımızın haberi vardı dedi. komutan ilker başbuğ idi, çağırıldı, 7 saat ifadesi alındı. avukatı, bize terör örgütü üyesi/yöneticisi olmak konusu hakkında bir soru sorulmadı dedi, kendisi, eğer bana böyle bir belge arz edilseydi, emrim olsaydı o belgede imzam ya da parafım olması gerekirdi, ama böyle bir durum yoktur dedi. terör örgütü yönetmek suçundan tutuklandı.

    'türkiye cumhuriyeti'nin 26. genelkurmay başkanı, terör örgütü kurmaktan ve yönetmekten tutuklandı. takdir yüce türk milletinindir'' dedi.

    emekli subay dernekleri ve sivil toplum örgütlerinden ses çıkmadı.

    bunların ardından terör örgütüne terörist demeyen partinin genel başkanı, görevde olan genelkurmay başkanına 'sen bizim nazarımızda onbaşısın' dedi. genelkurmay tek cümle ile 'hukuki süreç başlatılmıştır' dedi.ülkenin en önemli yöneticisi, genelkurmay başkanını koruyan bir yorum yaptı.

    emekli subay derneklerinden, sivil toplum kuruluşlarından ses çıkmadı.

    askeri öğrenciler ve genç teğmenler bütün bu olan biteni izlemeye devam etti, ama hiç birinin aklına 'bu nasıl iş yahu, bize sahip çıkan yok mu' düşüncesi gelmedi. hepsi vatan aşkı ile hizmete devam etti.

    bütün bu olanlardan sonra kimsenin aklına 'bu adama onbaşı denmiyor da aynı görevi yapmış adama nasıl terörist denebiliyor' sorusu gelmedi. herkes sıradan yaşantısına devam etti.
    #48290 gitbasimdanaysel | 12 yıl önce
     
  2. tümünü gör