kayıt

türkiye

  1. 3
    tanım: gündemin çek-bırak araba gibi değiştiği ülke.

    çek-bırak arabalar vardı çocukluğumuzda, geriye doğru biraz çekip bıraktığımızda bir anda hızlanıp geriye doğru katettiği yolun 8-10 katı kadar fazlasını ileri doğru yapardı. ben hiç bıkmadım onlarla oynamaktan. hala evin bir yerlerinde vardır, arasam bulurum.

    işte türkiye'nin gündemini de onlara benzetiyorum. sürekli birileri geriye çekiyor arabayı, sonra bırakıyor. mesela şu anda bunları yazarken yeni bir son dakika haberi geçti ajanslar: "tunceli'de polis otosuna saldırı, 1 şehit." sonra bu haber de gitti, başka bir haber düştü: "obama netanyahu'yu aradı: çok üzgünüz."

    araba gerildi ya bir kere, ya koltuğun ayağına çarpıp duracak, ya annem "yeter oğlum, hadi yemek hazır." deyip elimden alacak ya da sürtünmeye boyun eğip hızını tamamen kaybedip duracak.

    bir de şu acayip diplomasi dili var, bu arabanın hızını, yönünü değiştiren. 10 kişi ölüyor ve türkiye diplomatik atak olarak bir yığın şey yaptığını açıklıyor. mesela 18 yaş altı futbol milli takımı geri çağrılıyor, israil "sert bir dille" kınanıyor, büyükelçi geri çekiliyor. ama 10 kişi ve hayatları ölüyor. şu an çalışmaya uğraştığım istatistik sınavı gibi: "10 kişi". 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10, saydık bitti.

    tabi kamuoyu tepkisini unutmamalı, arabanın üstündeki ellerden biri de o nasıl olsa. diyorlar ki, "zaten israil uyarmıştı." ya da "din kardeşlerimizi şehit eden israil'i yok edeceğiz." kimisi uluslararası kara sularından dem vuruyor, öteki bu yardımın diğer gümrüklerden de geçirilebileceğini söyleyip "provakasyon" diyor. 10 kişi ölüyor, ama öldüğü yer, ve öldürülme sebebi tartışılıyor. ve hatta, öfke bir kenara çekilip "akıl"a yol verince "güzel öldüler" deyip vicdan mastürbasyonu da yapılmaya çalışılacaktır, belki bu kez: "şehit oldular" diye.

    7 tane asker can veriyor. ama yarın yine "tsk'nın darbe planları" konuşulacak, sonra bütün ölümler için "van münit"ler havada uçuşacak. köşeleri tutmuş bırakmayanlar, birbirini suçlayacak. yarın o top top kağıtlar memleketin her yanına şu an çalışmaya çabaladığım istatistik sınavı gibi haberler verecek. 10 israil'de, 7 iskenderun'da, 1 tunceli'de, yani "toplam"da 18 kişi öldü diyecekler. ertesi gün "şehit" diyenler, "öldü" diyenlere kızacak. sonra onun ertesi, bir başkası, "pkk askere saldırırken araplara üzülenler"e nefret kusacak.

    türkiye-israil, türkiye-abd, türkiye-ab ilişkileri sorgulanıyor televizyonlarda. e ne de olsa arabanın üstündeki ellerden bazıları onlara ait. ilişkiler gerilecek, benim arabaya benzer. sonra o gerginlik yerini sakinliğe bırakacak, tıpkı arabamın bir şekilde durmak zorunda olduğu gibi.

    kısacası bu çek-bırak gündem ya halının püsküllerine çarpıp, ya yemek hazırlanıp ya da kendi doğasıyla sönümlenecek. 10 insan akdeniz'in "uluslararası sular"ında, 7 insan iskenderun'un kıyıya paralel dağlarına bakan "yamaçlar"ında, 1 insan tunceli'nin "dağlar"ında öldüğüyle kalacak. yani "toplam"da 18 kişi.

    haftaya araba yavaşlayacak ve "ateş düştüğü yeri yakacak". istisnasız bütün ana haber bültenlerinde, can verenler kahraman olacak, israil'e ve teröre "lanet kusulacak". anneler, "toplam" 18 tane, ağlamaktan helak olacak, bayılacak. onların çığlıkları üstüne bir de acıklı müzikler bindirilecek.

    bir şekilde o araba duracak. hep durdu çünkü benim arabalarım, ne kadar geriye çekersem çekeyim, hep durdu. durmayacağı varsa da ev dar geldi.

    türkiye'de gündem de duracak bir şekilde, bir daha eller arabanın üstüne toplanıp, onu geriye çekene kadar. ama 20 saattir canına kastedilen toplam 18 hayat artık burada olmayacak.

    ve bunları yazmak romantizm olacak. çünkü rasyonel davranmak gerekli. insan hayatının, insanın elindeki tek şeyin kaybolup gitmesine karışı bile olsa...
    #18374 hao jiu bu jian | 14 yıl önce
     
  2. tümünü gör